Salzburg geçen sene kayak tatilinde sadece havalimanına indiğim kadardı benim için. Hallstatt ise rüyalarımı süsleyen Dünya’nın görülmesi gereken 100 yer listesinde ve Unesco dünya mirası listesinde bulunan kent. Turları sevmiyorum, kendi planımı kendim yapmayı, hemgi şehre ne kadar vakit ayıracağıma kendim karar vermeyi seviyorum. Viyanaplanı yapılırken arabayı kiraladık ve tatili bekledik 🙂 Viyana’dan yola çıkan kızlar 3 buçuk saat sonar kendilerini büyülü kent Hallstatt’da bulurlar. Hallstatt’da birisi gelmiş yıllar once zamanı durdurmuş ve işte o zamandan beri sanki sessizlik yemini edilmiş, içeri girdiğiniz anda büyüleniyorsunuz ve inanın sessiz konuşmaya çalışıyorsunuz sanki büyüyü bozmamanız gerekiyor gibi. Arabamızı park edip şehrin içine daldık. O kadar güzel ki, o kadar dokunulmamış ki, efsunlu bir yer sanki.. Nereye baksak, ne tarafı kaçırırız diye dört dönüyoruz. 2001 yılında yapılan sayımda 946 kişi yaşıyormuş bu kasabada. Yürümeye başlıyoruz ve yürüyerek kasabayı yarım sate bitiriyorsunuz. Harika fotoğraflar için doğru adres bu kasaba, o kadar ki Çin Huizhou’da bu kasabanın aynısını yapmışlar :))) Dönerken göl kenarında bulunan Seehotel Grüner Baum’da tatlı ( tabii ki apple strudel) ve kahve molası veriyoruz, kişi başı 8 eur karşılığında. Vaktimiz o kadar az ki hediyelik eşyacıda beklemeye tahammülümüz yok iken ben yine söylenmeye başladım ve tabi adam Türk çıktı, kaderim bu :)) Bu arada soğuktan kapalı olan teleferiğe binip dünyanın en eski tam 7.000 yıl oncesine dayanan tuz madenini görmeye mutlaka gidin derim.Yollar o kadar güzel ki Gosau köyü yanından geçerken bile bizi büyüledi, bir mola veremedik ama çok etkilendik diyebilirim, vaktiniz olursa mutlaka uğrayın.
Yol o kadar güzel ki her yerde durasımız var.. Hallstatt’a gidiyoruz gözlerimiz kapalı:)
Hallstatt ; kelimeler kifayetsiz..
Ne demiş şarkı; Zaman düşer ellerimden yere..
Mezarlık desem kim inanır?
Selfie’de bir numarayız..
Tarifi yok bu güzelliğin..
Yola devam ve hava kararmadan azcık da olsa Salzburg’u görmek umuduyla bas gaza Duyguş diyoruz ve yetişiyoruz. Benzin alacağımız zaman Duygu’nun alalım 60 eur’luk ya sonar yine alırız demesinide geçemeyeceğim, tabi en pahalı benzini biz kullandığımız için, aklımız ucuzunu algılayamıyor 🙂 Mozart’ın doğduğu ve Salzach nehrinin kenarında bulunan Salzburg’a vardık arabamızı park edip eski şehirin içine daldık. Geziye şu anda belediye binası olarak kullanılan Mirabel Sarayı ve birçok ünlünün düğününe ve birçok konsre ev sahipliği yapmış büyüleyici bahçesiyle başlıyoruz. Bu arada tarihi binaların hala kullanılıyor olması gerçekten çok tatlı, düşünsenize Topkapı sarayının biz de de kullanıldığını inanılmaz olurdu, olurdu da acaba koruyabilirmiydik?
Salzburg katedrali de yine girip bir mum dikip dilek dilemek içinde uygun 🙂 Ay vallahi mum dikmekten öleceğim yine yok yine yok :))) Katedralin bulunduğu Dom meydanıda tarihi çeşmesiyle size büyülüyor ve şansımıza buradada yılbaşı çarşısı bulunuyor. Buralar yeni yıla yakın zamanlarda soğuk harici tam gitmek için uygun zamanlama.Vakti olanlar için finikülerle çıkılabilecek Romalılar tarafından yapılmış Avrupa’nın en büyük kalelerinden biri olan ve hiçbir zaman fethedilemeyen Salzburg Kalesini ziyaret edip, manzaranın keyfini çıkartsın bence.. Kalenin yanında bulunan ve şu anda Barok eserlerin sergilendiği müze Fürsterzbıschöflıche Resıdenz meraklıları için ufak bir bilgi olsun. Hemen Mirabel marka Mozart çikolatası alıp bir klasiği daha gerçekleştiriyoruz. Eski şehirin en ünlü caddesi Getreidegasse Caddesi ferforjeden yapılmış, son derece orjinal ve estetik tabelalarıyla ünlü. Bütün Dünya markaları bu sisteme uymuş mc donalds bile ferforje tabelaya sahip. Ve bu cadde çok güzel pasajları ve çıkardığı meydanlarıyla size güzel süprizler yapıyor.
Güzellik Salzburg..
Getreidegasse Caddesi
Yılbaşı Coşkusu heryerde..
Yeni Yıl ruhu içimizde..
Salzburg Museum..
Bir Mozart Çikolatası isteyen??
Residenzplatz Meydanı..
Caddede Mozart’ın yaşadığı ev bulunuyor ve ziyaret etmek isteyenler için saat beş buçuğa kadar açık. Yani evi bu ünlü caddede olmasındanda anlayacağınız üzere Mozart’ın diğer ünlüler gibi acıklı hikayesi yok, kendisi gayet zengin bir aileden geliyor 🙂 Tam evinin karşısında bulunan Mozart Cafede mola için çok uygun ve içeriside tam bir tarih kokuyor.
Mozart’ın Evi..
İki ünlü meydan var biri Tabiki Mozartpğlatz ve Mozart heykelini barındırıyor ve yılbaşı zamanı olduğu için yılbaşı çarşısı bu meydanda bulunuyordu.Diğeri ise Stephan Balkenhol tarafından yapılan Shhaera heykelinin bulunduğu Kapitelplatz meydanı. Bir dilek varsa bende varım, bir seramoni yapılacaksa bende varım, ne yapılması gerekiyorsa yaparım 🙂 Aşk Köprüsüne kilit takma olyıda benden sorulur. Köprü’nün ıkı tarafı birlestirici bir Metafor olması ve Kilidi de birarada tutan anahtarı gole atınca bır daha hıc ayrılmama metaforunu sımgeleyen bır gelenek uygulanıyor Ressam Hans Makart ın ısmı verılmıs olan Salzach ustunden sehre uzanan Makartsweg küprusunde.
Residenzplatz Meydanı…
Bütün gün tatlı kahve sonucu acıkan karnımız için rezervasyonunu daha önceden yaptırdığımız St Peters’e vardık, gerçekten de saray gibi, tam da o tarihi yansıtan bir restoran. Fakat ben rezervasyonu yanlış güne yapmışım ve içeri giremedik 🙂 Yola çıkıp her restoranı denedik ama hiçbirinde yer bulamadık. Önceden mutlaka rezervasyon yapmayı unutmayın. Goldene Kugel ve yakışıklı garsonu bize rezervasyonlu masasını verince hem soğuktan kurtulduk hem de karnımızı doyurduk ve şansımıza harika bir restorandı. Garsonların geleneksel kıyafeti ve yerel bira Weisen buraya gitme sebebiniz olmalı. Şinitzel üzerine yemek tanımam ve her gün yesem bıkmam, yine yedik, bıkmadık. 20 eur karşılığında yeni bir ziyafeti bırakıp yola devam ettik. Yol 3 saat Viyana bizi bekler 🙂
Evet çok açtık,..
Yapılacakalr Listemiz;
1- Salzach ustunden sehre uzanan Makartsweg küprusunde kilit takmadan, Mirabel Sarayını görmeden bahçesinde hayal kurmadan, Salzburg katedralinde bir mum ile dilek dilemeden, finikülerle Salzburg Kalesine çıkıp manzaranın keyfini çıkartmadan, Getreidegasse Caddesinde yürüyüp mağazalara bakmadan ve bu caddede bulunan Mozart’ın evini gezmeden, Residenzplatz Meydanı Dom Meydanı ve Kapitelplatz meydanına uğramadan Salzburg’dan dönmeyiniz.
2- Müze meraklıları için ; Salzburg Kalesi yanındaki Fürsterzbıschöflıche Resıdenz Müzesi, Doğal yaşam Müzesi Haus Der Natur, Araç ve uçakseverler için Red Bull Hangar, Tarih meraklıları için Kalenin içindeki Burgmuseum , Oyuncak severler ve çocuklu aileler için Spielzeugmueum, Eski Salzburg’un 1800’lü yıllarından panaromik görüntüleri için Panaroma Museum, Müzikseverler için Salzburg Museum.
3- Yeme İçme ; Kahvaltı Café Bazaar, Kahve Mozart café, Tomasell Café Papyonlu garsonlarıyla ünlü, Alchimiste bir bira molası için, Stein Hotel terası hem manzarasıyla hemde menüsüyle göz dolduruyor, tarihe yolculuk eşliğinde yemek için St Peters, akşam yemeği için Goldene Kugel.