Fırsat sitelerinin çok revaçta olduğu bir dönemdi. Piskopat gibi sürekli fırsatlara bakıp; gidemeyeceğim yemekler, bakım setleri falan alıyordum. Hatta kulakları çınlasın Esin diye bir arkadaşım var, geceleri eve gelip acaba bugün ne fırsatlar çıktı diye akşam seansı yapardı. İşte bu fırsat sitelerinden çok da fazla tatil almışlığım var. Güzel çıkanları da oldu, çıkmayanları da. Tabii uygun bir tatilin bazı bedelli var. Selanik tatilinin bedeli otobüsle gidiliyor olmasıydı. Sonra otobüse tövbe ettim 🙂 Otobüsle gitmenin zor taraflarından biride sınırdaki bekleyiş. Gece kalkan otobüs sabah yol kenarında yapılan yunan böreği kahvaltısıyla tatlıya bağlandı. Otobüs yolculuklarının en kötü tarafı bir sürü farklı tiple yapılan yolculuk. Uçakta kim kime dum duma tabi :)) Sıkıysa otobüste tanıma, tanışma, vallahi zorla geliyorlar, ertesi gün dedikodular başlıyor. Ay ne uyuz kızlar bunlar bizi beğenmiyollağğğğğ :))  Uçakla sadece 50 dakika. Ya da TCDD sitesinden trenle de gidebilirsiniz, güzel bir seçenek olabilir ama otobüs asla 🙂 O yüzden bir kez daha düşünün.. Bizim otelimiz Egnatia Caddesi’ndeydi. Konumu muhteşem ama temizliği çok hoşuma gitmediği için önermiyorum. Ama bu cadde konaklama için ideal, her yere yürüyerek gidiyorsunuz.

selanik

Otobüste canı sıkılanlar klubü :)))

Selanik kelimenin tam anlamıyla memleket gibi, bizden gibi, sanki kendi sokağında geziyormuş gibi, sanki köşeyi dönünce tanıdık çıkacakmış gibi.. Bütün bunların yanında insanı  tuhaf yapan bir zamanlarını burada geçirmiş ve burada doğmuş olan Ata’mızın memleketi olması.. Bizim içinde tarihi bir öneme sahip; bende araştırırken öğrendim 19.yy sonlarındaki Jön Türk hareketi burada doğmuş. Otobüs bizi sabahın kör saatinde Selanik’in simgesi, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan ve Yunanlılar tarafından sonradan beyaza boyanan ama şimdi yine eski rengine dönen Nikis caddesindeki Beyaz Kule’de bıraktı. Önce Beyaz Kule’ye sırtınızı verip Egnatia caddesine doğru ilerleyin ve sola dönün, karşınızda eski surlar ve zafer takı kalıntıları. Buranın solunda ise Rotunda var; önce Galerius’a (4.yüzyılda Roma İmparatoru) mezar olarak inşa edilmiş, sonra kilise olmuş, sonra şaşırdınız değil mi camii olmuş ve Yunanlılara göre dünyadaki en eski kilise. Düz gidip sola dönünce Aya Pantaleimon kilisesini ziyaret edin. Acıkan karnımız ve yorulan ayaklarımız kaybolmamak için bizi tekrar sahile attı. Beyaz Kule’nin önünden tekne turları kalkıyor, frappelerimizi yudumlayıp güzel bir tur attık. Sahil muhteşem, yürüyüş çok keyifli, herkes diyor ama doğru diyor aynı İzmir. Yürümeye çelik şemsiyelerden yapılan anıtı görene kadar devam edin. Ünlü Yunan heykeltraş Giorgos Zogolopulos‘un kıyıya yaptığı ‘Umbrellas‘ eseri görmeye ve fotoğraflamaya değer.. Sahil yolu boyunca çeşitli restoranlar var ama benim tercihim önceden araştırılmış olarak Nea Diagonios oldu. Ben deniz mahsullerini tercih ettim, kalamar, ahtapot ızgara yedim ama köftesi ve menüdeki her şey lezzetli. Fiyatlar gayet insaflı, Yunanistan’da genel bir fiyat uygunluğu söz konusu.

selanik

 

Beyaz Kule önünde foto çekilmeden olmaz tabii…

selanik

Başından neler geçmiş ama hala ayakta Rotunda..

selanik

Aya Pantaleimon Kilisesi..

selanik

Güzeller güzeli Şemsiye Anıtı..

selanik

Evet Hepsini Selanik Kordon manzarasına karşı yedim :))

selanik

Kordon’dan kalkan bu teknelerle sahil turu yapıp frappelerinizi yudumlayabilirsiniz..

 

Yemekten sonra sahil boyu ilerleyerek Selanik’in ana meydanı Aristotales Meydanı’na varıyoruz. Bu meydan oranın taksim meydanı, gösteriler, karnavallar ve noel kutlamaları bu meydanda yapılıyor. Sağlı sollu kafe ve barları oldukça ünlü. Kendinize buralardan yer kapın akşam keyfi için. Meydanı karşımıza aldığınızda sağlı ve sollu beyaz gösterişli yapılar gözümüze çarpıyor. Solda kalan Electra Palas Hotel, terasında manzara eşliğinde bir kahve içmenizi tavsiye ederim, sağda ise ünlü Olympion Sineması bulunuyor. Burada alışveriş imkanı da var. Hediyeliklerinizi bu meydandan alabilirsiniz. Ya da Tsimiski ve Egnatia şehrin iki büyük alışveriş caddesi. Tmisiki, bizim bağdat caddemiz gibi. Bu caddelerde de keyifli alışveriş yapabilirsiniz.

selanik

Aristotales Meydanı..

Yeni durağımız Selanik’in merkezinde bulunan Ayasofya Kilisesi, önce kilise olarak kurulup sonradan camiye dönüştürülmüş bu yapı , şehrin en eski yapılarından biridir ve Unesco listesindedir. Üçüncü asırdan beri bu yerde bulunmaktadır fakat şimdiki yapı depremden sonra  7. asırda inşa edilmiştir. İstanbul’da ki Ayasofya’dan örnek alınarak yapılmış.Binanın planı Yunan haçı şeklindedir ve Bizans devri mimarisinin en iyi örneklerinden biridir. Sıradaki durak yine şehir merkezinde bulunan 4.yy inşa edilmiş Aya Dimitros Katedrali. Selanik’in Osmanlı hakimiyetinde  bulunduğu dönemlerde cami olarak kullanılan katedral, 1988 yılında UNESCO Dünya mirası listesindeki yerini almış. Söylemeden geçemeyeceğim İstanbul’da ki Ayasofya’nın hayranı olmamı ve orada gidip dua etmekten huzur bulmamı bir kenara bırakıyorum ama bizim Ayasofya’mız inanılmaz güzel  :))

Katedral ile aynı ismi taşıyan caddenin sonunda bulunan Ata’mızın evi bulunuyor. 1881 yılında Atatürk’ün doğduğu ev konsolosluk ile aynı bahçede. 1953 yılında müzeye çevirilen ev ,Selanik Belediye Meclisi tarafından 1933 yılında kendisine hediye edilmiş. Bahçesinde çiçekler açmış bu ev hayal gücünüzü zorluyor 🙁 Etrafında hediyelik eşya satan yerler, Türk Kahvesi ve ince belli bardakta çay içebileceğiniz kafeler var.

 

selanik

Selanik Ayasofya Kilisesi..

 

 

selanik

Atamızın Doğduğu Ev…

 

 

 

Zamanımız dar gezilecek bir sürü yer var.. Selanikli gençlerin buluşma noktası olan Kamara Meydanına doğru yol aldık. Meydanda bir frappe molası verip düştük yine yollara. Şehre yukarıdan bakmadan dönülmez tabi. Güneş batmak üzere, yukarı şehir anlamına gelen Ano Poli’ye gitmek ve  hemen hemen tüm Selanik’i görmek için  şehrin en tepe noktasındayız. Eptapyrgiou adı verilen 4.yüzyılda yapılmış surlara (Selanik Kalesi) ve yakınındaki Agios Pavlos adındaki Bizans Manastırı’na ulaşabilirsiniz. Selanik Kalesi’ni gezmek için 13 Euro ödemek gerekiyor.

 

selanik

Kamara Meydanı..

selanik

Ana Poli’den  Muhteşem Selanik Manzarası..

 

 

Bu kadar geziye acıkan karnımızı doyurmamız gerekiyor. Palati ; mükemmellik sertifikasına sahip, müzik eşliğinde bir akşam yemeği için muhteşem bir tercih. Tamamen tesadüf bulduk ama şiddetle tavsiye ediyorum. Adres; Morihowou Square 3 Ladadika . Fiyatlar böyle bir restoran için oldukça uygun. 25 Eur civarında kişi başı hesap ödemiştik.

selanik

Muhteşem lezzet Palati…

 

Yazarken bile yoruldum bir güne sığdırılmaya çalışılan bir şehre; akşam eğlencesi ile veda ediyoruz. Valaoritou Sokağı gitmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Küçük bir İstiklal Caddesi denilebilecek sokakta ve çevreleyen sokaklarda çok sayıda bar ve gece kulübü bulunuyor. Burası açık ara gece hayatının merkezi. Çatı barı Taratsa‘yı deneyebilirsiniz. Elektronik müzik severler Elvis‘e takılabilir, ilginç sanat etkinlikleri ve partilerin düzenlendiği Partizan da hemen yanında. Pop ve türevi güncel müzikler için Picadilly iyi bir seçenek. Hepsine girdik çıktık tabii :))

selanik

 

Valaoritou Sokağından geceler :))

Alışveriş listenize leziz yunan zeytini ve feta peynirini eklemenizi tavsiye ederim. Vakit bulamayıp gidemediğim ama size önerilerim ise Allatini köşkü, Yeni Camii, Ote kulesinde bulunan döner kafe de bir kahve. Selanik güzel bir yaz tatili yapabileceğiniz Halkidiki veya Kavala gibi deniz kıyısı şehirlerle birleştirebileceğiniz ölçekte çabuk gezilebilecek bir şehir. Bir taşla iki kuş vurabilirsiniz. Ben mi ben bu turla başka nerelere gittiğimden hiç bahset miyim şimdi 🙂 Nasılsa yazacağım..