Dubrovnik son vizesiz yazını yaşadı ise bende tabi ki bunu fırsat bildim. Aylardan ağustos falan, malum kurban bayramı geliyor, aman yarabbi henüz plan yapmadım mı ben??

Türk adetlerine göre genelde bayramlarda ailenle olman icap ediyor. Öyle bir hesap yapmalıyım ki biraz ailem biraz gezi olmalı. Gitmediğim bir yer olmalı, fiyatı uygun olmalı, vizede olmaz ise tam süper olur. Hemen bilgisayar başıma geçtim ve 700 TL’ye 3 gece 4 gün bayram Dubrovnik turu buldum Tesadüf  Turizm Park firması. Hemen Gamze’yi aradım ve ikna ettim. Acaba ekim sonu soğuk mu olur yok öylemi böylemi derken biz turu aldık :)) İlk başta sadece iki kişiydik oysaki.. Bayram öncesi otururken arkadaşlarla bayramda bir yerlere gidelim ama deniz olsun, sıcak olsun vs konuşuyorduk, ben turu aldığımı isterlerse hep beraber gidebileceğimizi söyledim ve 1 hafta içinde almazsak fırsatın tükeneceğini söyledim. Ertesi hafta 12 kişi olmuştuk. Tabi herkesi ben ikna ettiğim için baya korkuyordum, eğer hava güzel olmaz ise tatil kötü geçecekti. Sabahın en erken uçuşuyla kendimizi Dubrovniğin kollarına bıraktık. Her zamanki gibi önce bir şehir turu, ardından süper bir kahvaltı ve muhteşem bir hava. Para birimi kuna, biz dönene kadar öğrenemedik adını :))
dubrovnik

Stari Grad Stradun caddesinde sabahın baya erken saatinde kahvaltımızı seçmeye çalışırken..


Kahvaltı ve güzel bir Stari grad turu ardından otelimize doğru yol aldık. Yol boyunca al sana kaputaj manzarası, al sana kaş vb gibi süper espirilerimizide yaptıysak da Dubrovnik evet görülmeye değer. Otelimiz denize sıfır havuzlu, kumsallı baya şık bir oteldi. Uyumaya gerek yok hazır hava güzelken Ekim 28 balkanlarda denize girmeliydik. Ve hemen üstümüzü değiştirip tabiricayiz ise çivi gibi suda bağıra çağıra yüzdük :))
dubrovnik

Otele giderken yolda durup tabi ki manzara pozu çekildik 🙂

Otel şehre yarım saatlik uzaklıktaydı. Akşam oldu karnımız acıktı ve bir servis ayarlayıp (kişibaşı 10 eur) merkeze indik. Old City de denize çıkan sokaklarda çok şık restoranlar var.Her akşam birini deneyimleyebilirsiniz. Bence fiyatlar bu şehirde baya uygun yeme içme olarak. Çok şık restoranlarda baya 10 Eur ya yemek yiyebiliyorsunuz.
dubrovnik
Dubrovnik de ilk akşam yemeği
Sokaklar çok güzel akşam içkini içip, muhabbet edebileceğin çok güzel barlar var. Ama sadece barlar var, buradan gece hayatı beklentiniz olmasın, hatta bence sıfır olsun :))
dubrovnik

12 kişi gittik deyince gözünüz korkmasın. Grup o kadar eğlenceli ki hiçbir sıkıntı yaşamadık. Zaten çoğu çok eski arkadaşlarım.

Ertesi gün gezilecek yerler programımızı çıkarıp bir minibüs ve bir binek araç kiraladık. Araba kiraları uygun hele de kalabalık olunca kişi başı günlüğü 10 Eur ya geliyor. Benzin çok ucuz değil ama bilesiniz :)) Yol aldık Montenegroya. Bilerek Montenegro yazdım çünkü aramızda bunun espirisi oldu, içimizden biri aman bugünde ne çok gezdik hem Montenegroya gittik hem de Karadağ deyince baya gülmüştük. Yol boyunca inanılmaz manzaralarla karşılaştık.
karadag
Manzarayı buldukça flaşları patlattık…

Beğendiğimiz yerlerde molamızı verdik yemeğimizi yedik. Gerçekten o kadar keyifli bir yol ki mutlaka arabanızla kendiniz gidin. Keyfine ancak böyle varabilirsiniz. Toplam Dubrovnik ile Budva arası 2 saat sürüyor. Tek komedi seyahat sonunda folloş olan pasaportlarımız sürekli  giriş çıkış yaptığımız için.
Budva gerçekten tatilin en güzel yanıydı diyebilirim, baya farklı diğer gördüğümüz yerlere göre, orda da bir stari grad var , evlerden yükselen türk dizi sesleri var, keyif var, romantizm var, eğlence var, Casino var, görmeden dönmeyin derim ben.Venedik tarzı kapı ve pencereleri, birbirinden dar sokakları, eğlence mekanları, kafeler, dükkanlar… Old Town Budva’nın adeta kalbini oluşturuyor. 1979 yılında büyük hasara uğradığı depremden sonraki 8 yıl Old Town’un yenilenmesi ile geçmiş. Şimdilerde eski günlerini aratmayan Old Town hava karardıktan sonra eğlence sevenlerin akınına uğruyor.
karadag
Budva sahilde böyle keyif var.

Dönerken yolda gördüğümüz yerlere uğradık. Bir Stari Grad daha gördük :)) Gidiş yolumuz nasıl olduysa dönüşten daha farklı oldu. İki araç olduğumuz için kaybedip birbirimizi farklı yol kullandık. Sahili tercih eden taraf (yani biz) daha çabuk vardık. Baya geç saatte vardığımızdan direk uykuya daldık.

Son gündüzümüz arabalarımız yine bizde ve buraya kadar gelmişken Mostar’ı da görelim dedik. Ama ertesi gün bile biz Mostar’a niye geldik demekle geçti. Mesele Mostarla ilgili değil mesele yol ile ilgili, kısa gözüken yol çok dolandığımız ve sürekli gümrüklerde giriş çıkış yaptığımız için baya uzun sürdü. Mostar ile ilgili aklımda kalan nehrin kenarlarında ki güzel restoran ve kafeler. Yemeklerin güzelliği, hamur kızartmalar vs. Mostar başta olmak üzere Balkanların en önemli yapılarının başında ünlü Mostar Köprüsü (Old Bridge, Stari Most) geliyor. Mostar gezilecek yerler listemizin de ilk sırasında yer alan köprü 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Hayreddin tarafından Nevetra Nehri üzerinde inşa edilmiş. Biz de şaşırdık hepimiz Mimar Sinan tarafından yapıldı zannediyorduk 🙂 Eskiden evlenmek isteyen gençlerin cesaretlerini göstermek için atladıkları körü şimdi aynı etkinlik hadi para verin sizin için bu köprüden atlıyım diyen gençlerle turistler için devam ediyor. Mostar Bosna Savaşı’nı en ağır şekilde atlatan yerlerden biri. Her köşesinde savaşın izi bulunan şehir günümüzde turistlerin akınına uğramış durumda. Dünyanın dört bir tarafından turistleri ağırlayan şehre Türk turistlerin de ilgisi fazla. Tabi bundaki en önemli nedenlerden biri şehirde birçok Osmanlı eserinin olması. Şehirde bulunan camiler, çarşılar ve diğer yapılar geziniz boyunca ufak bir Anadolu kasabasında geziyor gibi hissetmenizi sağlıyor. Günübirlik bir gezi için ideal bir yer Mostar.

mostar
Neretva Nehri manzarası

mostar

Mostar köprüsüne karşı poz vermeden olmaz değil mi?

Görülecek yerleri görüp iyice gezip, dinlendikten sonra tekrar yola koyulduk. Otele varıp hemen üzerimizi değiştirip Dubrovnik old town’a indik. Son gecemiz magnetlerimizi aldık ve yemeğimizi yiyip, içkilerimizi içip, son keyfimizi yapıp çok vakit kaybetmeden otelimize döndük, çünkü sabah çok erken saatteydi uçağımız.
Şimdi düşünüyorum da yazın gitmekle baharda gitmek arasındaki farkı; evet denize giremedik(girdik de gönlümüzce giremedik) ama bol bol gezdik çok sıcakta da belki gezmeyi erteleyecektik. Bu kısımda seçim sizin nasıl bir tatil istiyorsunuz önce ona karar verin. Gezip görülecek çok yer var. Ama yazında duyduğuma göre çok güzel, eğlenceli adaları varmış.
Gezmeyi, görmeyi seven arkadaşlarım ekleyin listenize balkanları..