Bir turla kaç şehrin gezilebileceğinin sondan bir önceki durağı Bruksel.. Yaz yaz bitmiyor tur. Benelüx turlarına mutlaka katılın. Hatta ilk gezinizi o turla başlatın bence 🙂 Bir süre sonra turla aile gibi oluyorsunuz, Hele de benim Annem gibi herkese nerelisin diye başlayan cümleler kuran bir anneniz varsa 🙂 Birini anlatırken bile ilk sorusu nereli? Takık yani 🙂 Elinde anı defteri, babama anlatma görev bilinci içinde yazılıyor, hatta bazı yerlere girmiyor ve anı defterine yazı yazıyor 🙂 Elimize aldığımız anda kahkahalara boğulduğumuz defteri bir kenara bırakıyorum zira Annem bu satırları okuyacak.. Hatta artık işi ilerletti benim yazılarımı paylaşıyor 🙂

Brüksel; Belçika’nın başkenti ve NATO merkez karargahı, AB Komisyonu, AB Bakanlar Konseyi gibi merkezleri bünyesinde bulunan, aynı zamanda siyasi kimliği ile de ön planda olan bir şehir. Berlin’den sonra en çok Türk nüfusu bu şehirde, nüfusun %35 ini oluşturuyormuşuz. Hatta çok komik bir olay Afyon’un Emirdağ ilçesinden inanılmaz bir göç olmuş ve Emirdağ inanılmaz büyük bir şehir sanılıyormuş Brüksel’de :)) Şehir birkaç yüzyıl öncesine kadar bataklıktan ibaretmiş. Bu bataklığın kurutulması sonucunda Brüksel şehri ortaya çıkmış. Adı da bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelmekteymiş. Uçuş yaklaşık 3 saat sürüyor. Direk gitmek isteyenler için söylüyorum. Biz Amsterdam’dan geçiş yapmıştık. Yürüyerek kolaylıkla gezilebilecek bir şehir.

İlk tatil olunca rehber size ilah gibi geliyor. Allah’ım ne kadar bilgili bu adam, ama kasları yok diye üzülüyorsunuz ahahaha 🙂 İlk durak otobüsten inip koşarak resim çekilmek içinde uygun Atomium; Demir atomunun 165 milyon kere büyütülmüş halini yansıtan yapı Brüksel’in en turistik yerlerinden biridir. 1958 yılında André Waterkeyn isimli bir mühendis tarafından Brüksel Uluslararası Fuarı için tasarlanan Atomium 9 adet küre ve bu küreleri birbirine bağlayan tüp geçitlerden oluşuyor ve güvenlik yüzünden 2 küre hariç diğer tüm küreler ziyaretçilere açıktır. Asansörde uzun kuyruklar oluşmaktadır ve  küreden küreye geçerken de yürüyen merdivenleri kullanıyorsunuz ve giriş ücretli. Yakınında bulunan İstanbul’da ki Miniatürk’e çok benzeyen konseptiyle Mini Europe 1989 yılında açılmış. İçerisinde 350 minyatur yapı sergilenmektedir. 80 Avrupa şehrine ait bu yapılar 1/25 ölçeğinde yapılmış. İçeride maalesef Türkiye’ye ait bir yapı yok ve bence baya büyük bir kayıp. Ben ziyaret edemedim, trip attım biz niye yokuz diye 🙂 vakit bulursanız mutlaka görün. Brüksel de ki turistik mekanlardan biri de Çin evi. Belçika kralı Çin’i ziyaret eden ilk Avrupa lideriymiş. Bu nedenle jest olarak, Çin bu evi Belçika’ya hediye etmiş. Bu gösterişli yapının önünde fotoğraf çekip Çin’e gittim havası yaratabilirsiniz 🙂

brugge

bruksel

Atomium VS Biz 🙂

bruksel

Çin Evi 🙂

Atmomium yakınında bulunan Royal Palace; kraliyet ailesinin resmi sarayıdır fakat şu anda burada yaşamıyorlar. Yapımı 18.YY da başlamış, değişiklikler, eklenmeler, depremde gördüğü zararlardan sonra 1904 yılında son haline kavuşmuş. 10:30 / 16:30 saatleri arasında ziyarete açık. Görülmesi gereken güzellikte bir yapı bence.

bruksel

Royal Palace..

 

Ana meydana gitmeden önceki duraklarımızdan biri; St. Michael and St Gudula Katedrali. Belçika’nın milli kilisesi olup , kreliyet ailesinin düğün ve cenaze törenleri burada düzenlenmektedir.12.YY dan kalma olup bu statüye 20.YY da ulaşmıştır. Yenileme çalışmaları 300 yıl sürmüş. Artık nasıl bir yenilenmeyse hayal bile edemiyorum :)) Bu kadar yenilenmeden sonra bile Victor Hugo bu katedrali gotik mimarisinin en sade örneği olarak yorumlamış ve mimari açıdan çok beğenilmemiş. Katedral içerisinde görülebilecek önemli parçalardan biri batı tarafında yer alan İmparator I. Charles’ın bağışladığı kıyamet sahnesi işlemesidir. Ayrıca 18. yüzyıldan kalma Henri Francois Verbruggen imzalı tahta barok süsleme de görülmeye değer. Diğer durağımız Galeries Royales Saint Hubert,19. yüzyılın ortalarında tamamlanan bu Galeri, 200 metrelik cam tavanı ile gerçekten de Avrupanın en şık pasajı imiş. Öyle ki bugün çikolata, moda/tasarım dükkanlarının yer aldığı birbirine bağlı bu üç pasaj hala çok şık ve gözalıcı. O dönemde  Baudelaire, Alexandre Dumas ve Victor Hugo gibi ünlü Fransız edebiyatçılar bugünkü ismi Taverne du Passage olan Café dela Renaissance’a takılır, burada sohbet ederlermiş. Yani sohbet etmek için ideal 🙂 Buraya açılan diğer bir meydan D’Espagne’de Don Kişot ve sadık yardımcısı Sanço Panço’nun heykellerini görebilirsiniz.Meydanın adı İspanyol olunca heykel de  oturmuş tabi yerine…

 

bruksel

bruksel

Galeries Royales Saint Hubert Girişi..

bruksel

Don Kişot Heykeli..

Evet bunlardan sonra kendinizi Grote Markt meydanına attınız mı işte size Brüksel özeti. Şehrin kalbi burada atıyor. İhtişamlı yapıları ve tarihi binalarıyla ünlü bu meydan şehrin en önemli ve en ünlü meydanı. Meydan her iki yılda bir, ağustos ayında birkaç günlüğüne milyonlarca begonyayla dokunan Çiçek Halı ile kaplanmaktadır. 24 x 77 metre boyutlarında olan Çiçek Halının ilki, 1971 yılında yapılmış ve meydanın çiçeklerle donatılması; gördüğü ilgiden dolayı bir gelenek hâlini almıştır. Çeşitli renklerdeki çiçeklerin bir araya gelerek desenler oluşturduğu alan, bugün Brüksel’i ziyaret eden milyonlara turistin ilgi odağıdır.

Meydana ilk Belediye binası yapılmış ve ardından bütün yapılar bu binaya benzetilmiş. Fakat 1965 yılında Fransa tarafından bombalatıldıktan sonra baya hasar görüp, yapılan onarımdan sonra günümüzdeki halini almış. Meydanda gezebileceğiniz yerler; söylediğim gibi yapımı 1402 yılına dayanan ve söylenene göre tamamlanması tam 18 yılı bulan,96 metre yüksekliğinde olan belediye binası. Kulesi eskiden çan kulesi olarak kullanılmaktaymış. Günümüzde kulenin tepesinde şehrin koruyucu meleği olduğuna inanılan “Michael” isimli baş melek heykeli bulunmakta ve mahkeme salonu evlilik törenlerine ev sahipliği yapmaktadır. Brüksel şehrine katkıda bulunmuş pek çok kişi ve soylu ailelerin resimleri binanın koridorlarında asılıdır. Meydandan içerilere doğru yürümeye başladığınızda şehrin simgesi ve vazgeçilmez hediyeliği 1619 yılında yapılmış 61 Cm uzunluğunda olan bizdeki adı ”işeyen çocuk” Manneken Pis. Çalınma hikayelerinden sonra kopyası buraya yapılmış, orijinal heykel de Maison du Roi denilen yerde saklanmaktaymış. Çocuğun tam 600 tane kostümü varmış ( benle yarışabilirmiş kıyafet konusunda) ve farklı kostümlerle ziyaretçilerin karşısına çıkıyormuş, ama ben gittiğimde çıplaktı 🙂 Yakınında bulunan Jeanneke Pis: İşeyen çocuk heykeli Manneken Pis’e eş olarak yapılan küçük heykeldir. Grand Place’de Manneken Pis’e yakın olarak bulunan Jeanneke Pis 1987 yılında yapılmıştır. Yarım metrelik mavi – gri bu küçük heykel, küçük bir kızı tasvir edilmektedir. Ünlü Manneken Pis heykelindeki çocuğa arkadaş olsun diye yapıldığı söylenmektedir. Şehrin yeni sembollerinden olan Jeanneke Pis,  vandalizmden korunmak için demir sütunlar arkasında bulunmaktadır. Sokaklara daldığınız anda çikolata kokusuyla büyüleniyorsunuz. Ben ki çikolata sevmeyen bir insanım nasıl alışveriş yaptım anlatamam 🙂

bruksel

Kraliyet Meydanı..

 

bruksel

Brüksel Belediye Binası

bruksel

İşeyen Çocuk..

bruksel

Jeanneke Pis..

 

Gelelim akşam yemeğine Grote Markt meydanı sokakları ünlü midyecilerle dolu. Anneniz adana dürümden başka bir şey yemeyen biriyse onu kardeşinize emanet edip turdaki teyzelerle midye yemeğe gidebilirsiniz 🙂 Bu şehrin soslu midyeleri bir harika dostum. Yanında da Belçika birası tadından yenmez 🙂 Özel bir yer tarif etmiyorum çünkü hepsinin lezzeti aynı. Rehber bizi kendi yemeğini bedavaya getirmek için sanırım bir yere oturttu ama gayet lezizdi 🙂

bruksel

bruksel

Yemeğini gören masum Yalovalı 🙂

Gördüğünüz gibi şehrin önemli yerleri bir günde bitiyor. Tabii daha görülecek yerler var. Vaktiniz varsa Brüksel’in sembolü olan  Parc du Cinquantenaire, Halle Gate, Basilica of the sacred heart. Müze severler için cennet gibi bir yer. Her şeyin müzesi var 🙂 Belçika bira müzesi, Çikolata müzesi, Belçika Karikatür Merkezi, Belçika Güzel Sanatlar Müzesi gibi liste baya uzuyor. Ben açıkçası müze gezmekten yoruldum. Bir Louvre olmadıktan sonra zor ikna olurum 🙂

Bazı şehirlere tek gitmek lazım, ama bazı şehirler bir kaç şehri birleştirip gitmek lazım. Brugge yazımda dediğim gibi bağımsız gidecekseniz Brüksel ve Brugge iyi bir ikili 🙂 Bol paralar kazanın, bol bol gezin inşallah :)) Dualarım hepimizle :))