Evet ilk yazımın ardından bir bir geriye dönerek anlatmaya devam ediyorum. Söylediğim gibi gittiğim kişisel gelişim seminerindeki tek başıma tatil hedefimin ilk biletiydi Atina…
Fakat içimi saran korku en yakın arkadaşlarımdan birini de benimle gelmeye ikna etmeme sebep oldu. Eylül ayı için Ağustos ayında Uğur kardeşimi arayıp www.biletbilet.com adresinden biletimi 250 TL’ye aldım.Bu site size bilet bulmak konusunda çok yardımcı olacaktır,tavsiye ederim.5 gün hedeflemiştim. Armağanla beraber Atina için bu sürenin çok fazla olduğunu hazır oraya kadar gitmişken Yunan Adası seyahatini de ekleyebileceğimizi düşündük ve araştırmalarımız sonucu yunan turistleri için baya ünlü, gece hayatı popüler, sahilleri bile eğlenceli mistik bir yunan adası olan Paros’a karar verdik. Atina Pire’den kalkan feri biletimizi aldık 200 TL’ye aldık.( aferry  firmanın adı Paros harici birçok adaya gidiyor)
6 Eylül
Sabah 10:30 uçağı ile 1 saat süren yolculuğumuz ardından Atina’ya indik. Havalimanından çıkıp karşıya geçtiğinizde metroya ulaşıyorsunuz. Pire biletlerimizi 8 eur’dan alıp metroya atladık. Yarım saatlik  bir yolculuğun ardından elimizde valizlerimiz Pire de indik. Saat baya 1 falandı ve bizim feri 17:30 da kalkıyordu. Karşımıza ilk çıkan yunan restorantına girdik. Arkadaşlar hazır olun bütün yemeklerimizde greek salat var. İlk günden itibaren 6 gün sabah öğle akşam o salatayı yedik. Böyle bir lezzet ve tat olamaz tabi bunu bütün yunan yemekleri için söyleyebiliriz 🙂 Saat 4 gibi feribota geçtik iyi ki de geçmişiz baya kalabalıktı ve yer bulmakta zorlandık.

atina

Ardımızda böyle bir manzara bıraktık feribot seyahatimizde…

Yaklaşık 4 buçuk saat süren Frappeli, uyuklamalı, sohbetli, kitaplı, dedikodulu yolculuk sonrası Parosdaydık. İndiğimiz yerden otobüse atlayıp Naussa bölgesinde olan otelimize gittik. Naussa da otelimizi seçmemizin nedeni adanın en popüler en eğlenceli bölgesi olması. Açlıktan öldüğümüz için eşyalarımızı bırakıp 5 dk lık yürüme mesafesiyle merkeze indik.Karşımıza çıkan ilk restoranta oturduk ve hayatımda yediğim en güzel içi peynirli kalamarı midemize indirdik ve tabi yanında bol soğanlı greek salat pardon uzoyu söylemeden geçemeyeceğim. Restorant Mitsi’s mutlaka tavsiye ediyorum gitmenizi. Kişi başı 10 Eur ödedik. Sanırım krizde olduklarından fiyatlar acayip ucuz bütün yemeklerimiz bu fiyatın üzerine çıkmadı. Çok yorgun olduğumuzdan ufak bir turun ardından otelimize döndük. Otelimiz Senia oda kahvaltı 3 gece için 2 kişi 550 TL ödedik.
http://www.seniahotel-paros.com/ bu linkten bakabilirsiniz.

paros
Hotel Senia’dan Odamızın Manzarası

paros
Hotel Senia

7 Eylül
Sabah Kahvaltımızın ardından Santa Maria Beach’e gittik.2 Şezlong ve 1 şemsiye 6 Eur(evet fiyatlar gerçekten şaka gibi) Tabi Türklüğümüzü her yerde gösterip 15 Eur ‘ya plajda dolanan çinlilere masaj yaptırdık ama inanın buna değerdi, plajda bir çığır açtık ve bizden sonra herkes yaptırmaya başladı, denizin rengini, suyun berraklığını, ısısını ve tabi saatlerce denizden çıkmadığımızı söylemeden geçemeyeceğim.

paros

Santa Maria Beach
Otelimize gidip akşam yemeği için hazırlandık tabi bunu yaparken çayımızı demleyip çekirdeklerimizi yedik deniz manzaramıza karşı 🙂

paros
Ready to go :))
Akşam yemeğine Yemeni taverna diye bir yere gittik, arkadaşlar biz tatil boyunca taverna denince müzikli bir yer bekledik ama öyle bir şey yok normal restorant 🙂 Yollar, ada o kadar güzel ki içinde kayboluyorsun..Greek Salat, Patlıcanlı bir meze ve Karideslerimizi yedikten sonra Barbarossa da müzik eşliğinde  şaraplarımızı yudumlayıp adanın keyfini çıkardık.
8 Eylül
Sabah Kahvaltımızın ardından (kahvaltıyı hep yazıyorum çünkü otelin harika bir sabah kahvaltısı var öyle çok yiyorduk ki öğlene yer kalmıyordu) Golden Beach’e doğru yola çıktık.Bu plaj adanın en ünlü ve en büyük plajıymış, Uluslararası sörf şampiyonaları bu plajda oluyormuş ilgilenenlere duyurulur.

paros

Golden Beach
Ada içerisinde bir otobüs hattı var her yere bununla gidebilirsiniz. Bindiğiniz duraklardan biletinizi alıyorsunuz. Tek yön 0,80 Eur.
O akşam Naussa da değilde adanın diğer tarafında dolaşalım dedik. Parikia bölgesi. Otobüse atladık 10 dk da Parikia daydık. Taverna Mira’da akşam yemeğimizi söyledik burayı çok tavsiye etmiyorum iç taraflarda çok daha güzel restorantlar var. Ve parikiayı gezmeye başladık. İçeride çok güzel hediyelik eşya satan dükkanlar var. Zira biz kendimize hediye almayı baya abarttık 🙂

paros
Klasik yunan adası sokakları.
9 Eylül
Kahvaltımızın ardından otelimizden ayrıldık. Sabah 10:45 feribotuyla Paros’tan ayrıldık. Yaklaşık 3 gibi Piredeydik.Metro Larissa Station da  Otelimizin yakınında indik. Otelimiz Novo Otel alttaki linkten bakabilirsiniz.Tam bir şehir oteli temiz ve  konforlu,şehir merkezinede yakın.Bu otele 3 gece 560 TL ödedik 2 kişi.
http://www.novotel.com/gb/hotel-0866-novotel-athenes/index.shtml
Otelimizin terasında biraz güneşlenip,dinlendikten sonra,hazırlanıp akşam yemeğimiz için yola çıktık. Metroya binip Syntagma da indik.Plaka da akşam yemeğimiz olarak Souvlaki yunan kebabını yedik. Bütün restorantlar yan yana gözünüze çarpan yer bulduğunuzda oturun çünkü hepsi birbirinin aynı 🙂 Baya sağlam bir yemeğin ardından kişi başı 15 Eur ödeyerek kalktık (ödediğimiz en pahalı hesaptı düşünün) Plaka bir bölge zaten sağı solu yukarısı cafe ve restorantlarla dolu. Gözümüze kestirdiğimiz bir bara girip biralarımızı yudumladık.12 de kapanan metroya yetişmek üzere kalkıp otelimize döndük.

atina
Plaka dan Akropoli manzarası
10 Eylül
Kahvaltımızı Plaka da yaptık tabi ki greek salat ile 🙂 Ardından National Garden’a gittik. Şehrin tam içinde harika bir doğan park, kitabınızı okuyabilir, yürüyüşünüzü yapabilirsiniz.

atina
National Garden

Bugünümüzü biraz sokaklarda caddelerde dolaşarak geçirdik, mağazalara bakındık, bunu yapmadan dönemezdik 2 bayan 🙂
O aksam Gazi bölgesine gittik. Metroda zaten Gazi diye bir durak var iner inmez metrodan çıkınca sağ tarafınızda restorantlar sol tarafınızda barlar var önce yemeğinizi yiyip sonra içkinizi içebilirsiniz bizde tam olarak aynısını yaptık.

atina
Gaziden bir hatıra…

atina

Metroda fotoğraf çektirmeden olmaz…
11 Eylül
National Garden da yunan börekleri ve meyve suyu ile yapılan kahvaltının ardından Akropoliye doğru yola koyulduk. Atinaya gidiş sebebi bile olabilir . Gerçekten büyüleyici. Yorucu ve uzun bir yol sizi bekliyor, ayaklarınız rahat, suyunuz yanınızda olsun…

atina

atina

Akropoli’den çıkıp Zeus tapınağına gittik..
atina

Ayaklarımızı hissetmeden otele dönüp terasta havuz keyfi yaptık :))
Son akşamımızı yine bir yunan tavernasında geçirdik plaka bölgesinde,türk olduğumuzu anlayıp zorla kolumuzdan tutan sevecen bir garson sayesinde o akşamki mekanımızı seçmiş olduk 🙂
Yunan insanının aynen bizim gibi olduğunu söylememe gerek yok sanırım, o kadar tatlı, içtenler ki, Türk kanalı göstermemesine rağmen yunan kanalında Türk dizisi izledik :)) Yemekler kesinlikle inanılmaz hiçbir zorluk çekmeden deli gibi yemek yiyerek geçti tatilimiz..
Sor bana pişman mıyım? ASLA!!! :))
12 Eylül
Yunan böreklerimizi alıp havaalanına doğru metroya atladık.8 Eur olan havaalanı biletini almayıp 1 eur’luk biletle gidebileceğimizi sanıp uyarı tabelasında ki yazıyı okuduktan sonra ki suratımızı görmeliydiniz, çünkü tam 20 katı yani 160 eur cezası varmış 🙂 Yakalanmadık.. Zira son kuruşumuza kadar harcamıştık :)) Biz gibi, bizden bir yer gibi hem deniz hem kültür tatili isterseniz Yunanistan doğru adres..